Kriz Benim Krizim Değil (mi?)...
Köşe Yazısı - 14 Mart 2011, Pazartesi

Biz Türkler birçok konuda batıdan geri olduğumuzu kabul eder de bir yanımızla çok övünürüz; misafirperverliğimizle…
Geleni, tanımasak da Allah göndermiştir deyip, Tanrı misafiri olarak adlandırırız.
Misafirimize bir şeyler ikram etmek için çıldırır, tokum diyeni, ölümüzle tehdit etmeye kadar götürürüz meseleyi.
Çat kapı gelenin dahi önüne, en kötü bir bardak çay koymayı ihmal etmeyiz.
Hele de turistlerin başımızın üzerinde yeri vardır. Kendilerini evlerinde gibi hissetsinler, yabancılık çekmesinler, rahat etsinler isteriz.
Cuma günü THY’nin de misafirleri vardı…
Ağırlama konusunda sınıfta kaldığı misafirleri…
Geleneklerine bağlılıkları açısından kendimizle özdeşleştirdiğimiz, her daim sempatik bulduğumuz ve tarihin en büyük 5 depreminden biriyle sarsılan, alt üst olan Japonya’dan…
Türk Hava Yolları’nın, depremden 21 dakika önce Japonya’dan kalkış yapan uçağında bulunan 257 yolcu olan bitenden habersiz neşe içinde İstanbul’a inmişlerdi.
Yaşanan büyük felaketi çat diye karşılarına çıkıp, burunlarına mikrofon dayayan muhabirlerden öğrendiler. Yaşadıkları şok yüzlerinden okunuyordu.
Bir düşünsenize, Japonya’ya tatile gitmişsiniz. Uzun bir yolculuğun ardından heyecanla indiğiniz hava alanında hiç tanımadığınız biri, kamera ve mikrofonla karşınıza dikiliyor “Merhaba, İstanbul’da büyük bir deprem oldu” diyor.
Memleketiniz yıkıldı, seller altında kaldı!
Dünyanız başınıza yıkılmaz mı? Dizlerinizin bağı çözülüp, yüreğiniz sıkışmaz mı?

Bu yandığımın mesleği Halkla İlişkiler neden var?
Eğitimlerde bangır bangır bağırılan, üzerine sayfalarca sunumlar hazırlanan Kriz Yönetimi ne işe yarar? THY’de olan ne? Kriz benim değilse yönetmek aklıma gelmez durumu mu?
Kriz sadece senin krizinse mi yönetmeye değer?
THY bu insancıkları uçaktan indiklerinde özel bir odaya/salona alsaydı,
O odada telefon, internet vb iletişim araçları olsaydı,
Mümkünse Japon konsolosluğundan da bir yetkili bulunsaydı,
Doktor, hemşire vb hazır olsaydı,
Kalacak yeri belli olmayanları, biz THY olarak filanca yerde ağırlayacağız deselerdi,
“Ey Japon dostlarımız, memleketiniz hem yıkıldı hem de sular altında kaldı” haberini
daha insani ve emniyetli bir şekilde verselerdi...
Ama yapmadılar,
Bu insancıkları muhabirlerin önüne atıverdiler…
THY aslında, Türk misafirperverliğini dünyaya göstermek, kendi hizmet kalitesini gerçek bir olayla kanıtlamak ve Türkiye-Japonya ilişkilerinde, iki ülkeye yakışacak şekilde bir incelik yapabilecekken bu fırsatı kaçırdı. Üstelik kaçırılan bu fırsat sadece THY’nın fırsatı da değildi.
“Feel like a star”
Star gibi hissettirmekte değil mesele, öncelikle insan gibi hissetmek ve insani hislere saygı duymakta.
İş öyle Kevin Costner'ı oynatmakla, Kobe Bryant’ı mutfağa sokmakla bitmiyor...
Nerde kaldı Türk konukseverliği? Japon dostluğu?
9034 kez okunmuş Şahnur Karaağaç
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmış olmalısınız.