Hayır efendim, anlatamadınız!...
Köşe Yazısı - 26 Nisan 2006, Çarşamba

Sanırım 5-10 yıla kadar bu memlekette kimse kimsenin ne dediğini anlamayacak! Okuyorum, dinliyorum, kelimeler bildiğim kelimeler ama bir aradayken bir şey ifade etmiyor. Karşılığında soru geliyor : "Ne demek istediğimi anlatabildim mi?" Benden cevap: "Hayır efendim, ne demek istediğini anlatamadın. Neden doğrudan -ne demek istediğini anlatmak yerine- ne demek istiyorsan onu yazmıyorsun ya da söylemiyorsun?" Cümleler havalarda uçuşuyor olmadık kelimeler bitişiyor veya bir başka olmadıklar ayrışıyor, cümleyi görüyorum ama a n l a y a m ı y o r u m n e d e m e k i s t e d i ğ i n i ! ! ! !
Gözünü sevdiğimin interneti hoş geldi, her eve girdi; pek çok kişi faydalanmaya başladı ama "chat" canavarı yiyip bitiriyor ortalığı! Bakınız, slm, mrb, cnm, tşk, est., r.e. ?????? Çok mu işiniz var Sayın Bayan veya "teşekkürler / teşekkür ederim" yazmaya erinecek kadar mı az teşekkürünüz Sayın Bayım???? Bir "Merhaba"yı esirgiyor musunuz dostunuzdan da "mrb" oluyor o güzelim kelime?
Yaşıtım olan ve Türkçe bilen reklam yazarı arkadaşlarım çıldırıyorlar : "Genç reklam yazarları Türkçe bilmiyor ve ajansta düzeltmen diye bir kavram yok, neler yayınlanıyor bir bilsen…" diye. Türkçe bilmeyen reklam yazarı mı olur demeyin, çok yaratıcı çocuklarmış (!?!) O kadar kusur kadı kızında da olur değil mi, Türkçe bilmezse bilmesinler, çok şeker çocuklar….
Neyse, bu arada bir başka arkadaşım da kendi çapında kampanya başlatmış ve kampanyası çerçevesinde bazı internet sitelerine, özellikle bankalara mektup yazıyor, e-posta gönderiyor. "Banka ATM ekranlarında ’hoşgeldiniz’ yazıyor" diyor ve "Bu yazıyı yüzbinlerce insan görüyor, kafalarına öyle yerleşiyor. Faks artık fax oldu; bari ’hoş geldiniz’i kurtaralım." diyor. En son Garanti Bankası’nın Haklı Müşteri Hattı’na böyle bir e-posta gönderdiğinde ertesi gün aramışlar ilgili departmandan "Uyarınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda düzelteceğiz." demişler.
Bir dert de benden, internet sitesinizin adresini Türkçe söyleyip söyleyip sonundaki "tr"ye gelince lütfen "tiar" demeyiniz. Tabii "dat" yerine mis gibi "nokta"mız, "sleş"in karşılığında da "taksim" diye kelimelerimiz de mevcut. Komik oluyorsunuz. Ay çok İngilizsiniz vallahi!?! : )
Veeee en önemlisi bir başka arkadaşım da özellikle halkla ilişkiler şirketlerine bu anlamda hizmet vermeye başladı. Gazeteci dostlarından gelen şikayetler sonucu aklına bir fikir gelmiş. İsteyen şirketin basın bültenini yazacak, isteyen şirketin yazılmış basın bültenlerini veya diğer metinlerini tashihini yapacak; redakte edecek. Sistem sayfa başına ödeme ya da işin yoğunluğuna göre aylık abonelik bedeli ile sanal alem üzerinden işleyecek.
Duyurusu da şöyle :
Tadilatçı Yazıcı
Bilumum yazı işlerinizin, tadilat, tahliye ve tasfiyesi süratle yapılır; lüzumlu hallerde verilen malumat üzere "basın bülteni" hazırlanır; sanal alem hızıyla ulaştırılır..
Müracaat : nkarsan@superonline.com
Bünyesinde düzeltmen/redaktör bulunmayan bir çok reklam ajansı veya halkla ilişkiler şirketi için çok verimli ve pratik bir çalışma şekli olacak sanırım.
Ayrıca, göz atmanız için iki adres www.dahianlamindakideayriyazilir.com ve www.elyadal.org/ya_da.htm . Kendi kendine kampanya başlatan arkadaşım bu linkleri e-posta imzasına eklemiş, mümkün olduğunca çok kişiye duyurmak için.
Sonuç olarak, merhaba… hoş geldiniz…. sevgiler… teşekkür ederim… hoşça kalın…
7720 kez okunmuş Şahnur Karaağaç

Yorumlar

Cemal Tanyel 6 Mayıs 2006, Cumartesi
Sayın Şahnur KaraağaçMükemmel bir tenkit yazısı ellerinize sağlık.Yazınızın her kelimesine katılıyorum,inşallah genç insanlar da bu yazınızı okurlar.
Saygılarımla


Sevcan Çiçek 27 Mayıs 2006, Cumartesi
Şahnur Hanım ellerinize sağlık gerçekten içime çok fazla dokunan bir konuya değinmişsiniz. Ama şunu söylemek isterimki bence sadece gençler değil orta yaşlı vatandaşlarımızda artık o güzelim türkçeyi kullanmayıp malesef dilimize aykırı kelimeleri kullanmayı tercih ediyorlar. Ben en çok Bye kelimesine sinir oluyorum, oysaki dilimizde hoşçakalın, güle güle gibi anlamları çok güzel olan sözcükler var. Ben çevremde bu kelimeleri kullanan arkadaşlarımı uyarmaya çalışıyorum. Dilerim bu hassasiyeti çevremizdeki herkes gösterir. Tekrar ellelinize ve fikirlerinize sağlık...

aysepr 31 Mayıs 2006, Çarşamba
Şahnur HanımEllerinize Sağlık Gerçekten Çok Önemli Bir Konuya Değinmişsiniz.Ama Benim Takılmış Olduğum Bir Nokta Var.Türkçenin Çok İyi Savunulduğu Bir Yazı Yazmışsınız.Fakat Neden Menüdeki "Genç PR´ciler" Yazısının Yerine "Genç Hİ´ciler Yazmıyorsunuz Merak Ediyorum Doğrusu.Bence Önmeli Bir Nokta İsterseniz Bir Düşünün..


Şahnur KARAAĞAÇ 31 Mayıs 2006, Çarşamba
Ayşe Hanım haklısınız. Adınızın devamı olan pr soyadınız kökenli mi bilmiyorum. Ancak Genç PR´ciler dememiz gözden kaçmış bir durum değil. Genç Halkla İlişkiler mezunlarının çoğu öyle andığından. O başlığı seçmemizde biraz kinaye biraz da nükte var. Başlık altında yazı yazmış çoğu genç arkadaşımızın yazılarını okursanız henüz halkla ilişkiler uzmanı denmeyecek yazılar. Her sektörün ve ülkenin gerçeğine isyan etmiş durumdalar. Daha oraya koymadığımız onlarca yazı var. Ben oldum evet tekliflerinizi bekliyorum cinsinden yazılar. Armut piş ağzıma düş cinsinden yazılar var koymadığımız. Çoğunlukla yazım hatalarıyla dolu, bozuk cümleler, o yazdıklarıyla kendilerini temsil edemezken markaları temsil edebileceklerini düşünen yazılar. Yazım hatalarını, büyük küçük harf duyarlılıklarını düzeltmiyoruz. Öylece bırakıyoruz Genç PR´cilerin. Genç Halkla İlişkiler uzmanları da yok değil, onların yazılarına zaten "Güncel" bölümümüzde yer veriyoruz. Ana sayfamızda.

aysepr 31 Mayıs 2006, Çarşamba
Şahnur Hanım öncelikle ilginiz için teşekkürler.İsmimin sonunda ki ´pr´ tahmin ettiğiniz gibi soyismimin içinde geçen iki harf.Yazdıklarınız konusunda haklı olabilirsiniz.Biz genç PR´ciler(!) olarak birtakım yazım yanlışları yapıyor olabiliriz ama bence siz bu işin uzmanları olarak genç halkla ilişkilercileri yanlışa sevk ediyorsunuz.Yani balık baştan kokar atasözünden hareket edersek hatayı siz büyüklerimizden görmüş oluyoruz bir nevi..Bence yazıları yayınlamadan önce yazım hatalarını düzeltseniz bizlerde yanlışlarımızı görmüş olur ve yapmamaya özen gösteririz...

Şahnur KARAAĞAÇ 31 Mayıs 2006, Çarşamba
Ayşe Hanım bir kaç noktayı açıklığa kavuşturarak ve son nokta diye niteleyerek yazınızın altına koyayım. Öncelikle platformumuzun eğitim gibi bir misyonu yok. Platformu ben yönetsem de oluşturan, katılımcılar. Arkasında kalabalık bir kadrosu olmadan ve hiç bir ticari yanı olmadan sektöre katkıda bulunmaya çalışan bir yapıyız. Baştan kokardan beni kast ediyorsanız yazılarımı okumanızı tavsiye ederim. Platformumuz aracılığıyla birilerini kokuttuğumuzu düşünüyorsanız bizi takip etmemenizi öneririm. Teşbihte hata yapmanızı gençliğinize veriyorum.Türk dili ve edebiyatı üzerine bir eğitimim ya da uzmanlığım yok. Bu konudaki temel eğitimi zaten ortaokul seviyesindeyken alıyoruz. Bu öğretilenleri almak ya da almamak, kullanmak ya da kullanmamak herkesin kendi tasarrufudur. Kişi ne almak istiyorsa onu alır, kendi yazdığından, gazetedeki bir köşeden, okuduğu bir kitaptan, dinlediği bir öyküden. Siz görmek istedikten sonra sitemizde doğru Türkçeyle yazılmış yüzlerce örnek görebilirsiniz ve hayır.
Hayır genç halkla ilişkiler mezunu arkadaşların yanlışlarını biz düzeltmeyeceğiz. Hepsi en az orta okul okumuş kişiler, yazdıklarını bir zahmet gözden geçirecekler. Unutmayı, kullanmamayı yeğ tuttukları noktalama işaretlerini, noktadan sonra gelen büyük harfleri, yanlız yerine yalnız yazılacağını, herkez değil herkes deneceğini kendileri düşünecekler.


Onur Demirel 12 Haziran 2006, Pazartesi
Şahnur Hanim;Aslında doğru bir konuya parmak basmışsınız ama ben Türkçe´nin chat oraminda ki kısatlmalarla deforme olacağını sanmıyorum. Türkçe metinlerde ki yabancı kelimelerle bence daha fazla deforme oluyo. Mesela "redakte" diye bir kelime yok Türkçe´de, en azından tdk.gov.tr de yok. Redakte yerine (RE (ingilizce repeat) dak (daktilolun dak´ı) te de sanırım bağlaç falan oluyo orda) metin düzenlemesi daha güzel durur gibi :) birde daha kötüsü daktilo "dactylo" dur Fransız asıllı. Türkiye´ye gelmiş yerleşmiş bir daha gidememiş :)


Şahnur KARAAĞAÇ 13 Haziran 2006, Salı
Sayın Demirel, redakteden önce zaten "tashih" diyerek olması gereken kelimeyi kullandığımı sanırım gözden kaçırdınız. Dilimize Arapça´dan girmiş ve TDK sözlüğünde yer alan bir kelimedir. Anlamayan olabileceği için ilave olarak teknik bir terim şeklinde redakte kullanılmıştır.

Arzu 16 Haziran 2006, Cuma
Türkçe Olimpiyatı yapılıyor bugünlerde. Farkediyorum ki, yabancı çocuklar bizden güzel Türkçe konuşuyor:) Yazım konusunda kendime çok güvenirdim.İşim gereği msn kullanana dek. Kısaltmalar, yanlış kullanımı düzeltmemeler, cep telefonlarında sms atarken sesli harfleri kullanmamalar, güme giden noktalama işaretleri...derken ortaya çıkan, "ne dediğimi anlıyorsun değil mi?" kirliliği. Bir de yukarıdaki yorumlardan da anlaşılan, bir "beni anlamıyorsunuz, siz daha mı iyisiniz?" olayı var ki, hiç girmesem yeridir. Konuya değinme üslubunuzu tebrik eder, devamını beklerim.

yasin aydın 21 Şubat 2007, Çarşamba
bu yazınız da çok güzel ve çok etkileyi.yine mest oldum
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmış olmalısınız.