'HİÇ' kolay değil...
Köşe Yazısı - 20 Mayıs 2015, Çarşamba

Bursa Halkla İlişkiler Derneği BHİD'in düzenlediği, halkla ilişkiler çalışmalarının ödüllendirildiği HİÇ Ödülleri'nde sona gelindi. Bu yıl da sektörün değerli isimlerinin yer aldığı jüri, HİÇ de kolay olmayan görevini tamamladı. Bursa sınırlarını aşarak ulusal bir organizasyona dönüşen HİÇ'15 Ödül Töreni 21 Mayıs'ta gerçekleşiyor...
Siz bakmayın adının HİÇ olduğuna, mesleğin hak ettiği yerde olmadığına bir gönderme o. BHİD üyelerinden Emel Bağcı Oğuz'un bulduğu bu isim adeta ironinin Türkçe karşılığı olmuş. Bursa Halkla İlişkiler Derneği Başkanı Serdar Ömeroğulları'nın deyişiyle "Madem siz bizim mesleğimizi yok sayıyorsunuz, biz de size hiç ödülleri veriyoruz"...
Bazı kafaların hâlâ gerekli mi gereksiz mi diye tartıştığı, çoğu kafanınsa başları sıkışıp, yumurta kapıya dayanınca 'az bütçe-gevrek ödeme-sıra dışı proje-çok iş' ileri dörtlüsüyle bol gollü skorlar beklediği "Halkla İlişkiler" mesleğiyle ilgili yüzlerce tanım var.
Yıllardır üniversitelerde öğrencilere anlattığım benim de bir "Halkla İlişkiler" tanımım var. Bölümü yeni kazanan öğrenciye, "Nemiş bakalım bu halkla ilişkiler" diye soran, ananesinin ahretliği Makbulanım Teyze'ye anlatabileceğiniz türden bi' tanım benimkisi...
Halkla İlişkiler; bir şirketin, bir markanın annesi gibidir...
Nasıl ki bir annenin eli hep çocuğunun üzerindedir; evde kardeşleriyle, aile üyeleriyle ilişkilerinde eli çocuğunun üzerindedir (KURUM İÇI İLETİŞİM).
Nasıl beslendiğinden, nasıl giyindiğine, arkadaşlarıyla ilişkilerinden nasıl göründüğüne, derslerinden sınavlarına her konuda eli üzerindedir (KURUMSAL İLETIŞİM).
Özel günlerden bayramlara, spordan sanata tüm faaliyetlerinde yol gösterir, destekler, eli üzerindedir (ETKINLIK YÖNETİMİ).
Kırdığı camdan, arkadaşına attığı tekmeye kadar düştüğü her sıkıntılı durumda eli üzerindedir (KRİZ YÖNETİMİ)...
Ona yardımlaşmayı, korumayı öğretir, doğa ve hayvan sevgisi aşılar (KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK).
Çocuğu için her şeyin en iyisini ister...
Boyunun uzayan her santiminden, kazandığı kompozisyon yarışmasından, basketbol oynarken smacından, bale yaparken rölöve’sinden mutlu olur...
Sonra ne mi yapar? Sonrasında da çocuğunun tüm bu başarılarını eşe dosta, konuya komşuya şöyle ballandıra ballandıra anlatır (MEDYA İLETİŞİMİ).
Halkla İlişkiler; bir şirketin, bir markanın annesi gibidir...
Ana gibi yar olmaz ama işin özü şu ki Halkla İlişkiler mesleğini yok sayanlara verilen en güzel cevap olmuş "HİÇ Ödülleri".
Jürinin işinin zor olduğundan söz etmiş miydim? Zor gerçekten...
Geçtiğimiz yıl jürisinde yer aldığım HİÇ Ödülleri'nde seçim yaparken hayli zorlanmış,
Göğüs kabartan, "Nilüfer Aşk Festivali", "Şehrin Işıkları", "Üçge Uluslararası Karikatür Yarışması", "Eker BYK Trofesi" gibi projelerle meslek adına gurulanmış,
Yürek titreten, "ONKO-DAY/LIONS Hasta Konukevi ve Rehabilitasyon Merkezi", "Para’nın Geçmediği Market: Şaypa Mini Market" projeleri ile duygulanmıştım...
HİÇ jürisi her yıl farklı isimlerden oluşturuluyor. Bunun en önemli nedeni BHİD'in efsunlu bir yanı olması sanırım. Bir nedenle BHİD üyeleriyle bir kez bir araya gelmeniz bile o ailenin parçası olmanıza yetiyor. E aile üyeleri arasında nasıl seçim yapabilirsiniz ki?

Bu yılki jüri üyeleri; BUSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Çakır, KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Elbay, Genna Ajans Başkanı Selim Tuncer, İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Ali Gökçe Ertan, Benchmark Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ajans Başkanı Fadile Paksoy, Eğitmen ve Yazar Yasemin Sungur, BHİD Başkanı Serdar Ömeroğulları'na geçmiş olsun diyor, HİÇ Ödülleri katılımcılarına başarılar diliyorum.
Bir kelam-ı kibarda dendiği gibi; "Ya lâşe olursun bu dünyada ya da lâşey (HİÇ) olup her şeyi bulursun"
21 Mayıs'ta HİÇbir maniniz olmasın...
Sevgilerimle
4489 kez okunmuş Şahnur Karaağaç
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmış olmalısınız.