Bitlis'ten misafir geldi!
Köşe Yazısı - 11 Temmuz 2005, Pazartesi

21 Nisan tarihli Bitlis’ten Bir Kardeş başlıklı haberimizde değinmiştik, adı Sibel... Sibel AKKAYA.
Gazeteci Cengiz Tünay tarafından başlatılan Kardeşini Seç projesiyle kendine bir abla bulan Sibel ile tanıştım.
Bu siteden kardeş seçen Melda Hanım ve eşi bir süredir yazıştıkları, konuştukları küçük Sibel’i, Teşekkürle süslenmiş iyi bir karne getirdiği için İstanbul’a davet etmişler.
Kimbilir neler konuşuldu, ne tereddütler yaşandı bilemem ama sonunda izin çıkmış, Melda ablası uçak biletini yollamış Sibel’e.
Gözlerinde meraklı ama sıcak bir bakışla yeni keşfettiği her şeye ilgiyle bakan Sibel ilk kez uçağa binmiş. Eh ben ilk uçak yolculuğumda ne kadar heyecanlandığımı düşününce onun sükunetine hayran olmamak mümkün değil.
İstanbul’da seni en çok şaşırtan neydi diye sorduğumda, bir yandan şehri İstanbul’u düşünüp, olası alternatifleri aklımdan geçiriyordum ki, " Kadınların araba kullanması" cevabı karşısında söyleyecek söz bulamadım.
Neler gördün dedim İstanbul’da, daha neler?
Boğaz köprülerini görmüş, kartpostallardan değil, ta yakınından. İkisine de kendince ad takmış, bacaklı ve bacaksız köprüler :)
Melda Ablası Ulus’ta TRT binasının karşısında oturuyor, Sibel televizyonda gördüğü TRT logosunu, dev boyutuyla karşı binanın tepesinde görünce çok şaşırmış.
En çok Magnum dondurmayı sevmiş, çubuklu dondurma!
İlk kez denizi görmüş Sibel, Pazar günü de Marmara Ereğlisi’nde yüzmüş, denizi çok büyük ama tuzlu bulmuş.
Ortaköy meydanını çok beğenmiş, tezgahlardan kolyeler bilezikler almış.
İlk kez güneş gözlüğü, şapkası olmuş, hamburger ve patates köftesiyle tanışmış.
Kız Kulesi, Dolmabahçe Sarayı... Bir de boğaz turu yapmış tekneyle ki değme gitsin.
Sibel sayesinde tekrar düşündüm, evleri boğazın bir yanında, işleri öbür yanında olan insanları.
Hani çoklukla, adım adım ilerleyen trafikle her sabah ve her akşam boğuşan insanları,
Dünyanın hangi ülkesinde, hangi şehrinde sabah akşam kıtalar arası yolculuk yapan var?
Biz alışmışız, gözümüz alışmış, aklımız öylece kavramış,
Biz kıtaların buluştuğu, öpüştüğü yerdeyiz...
Dört kardeşten en büyüğü olan Sibel, okuyacakmış ne pahasına olursa olsun, babası da onaylamış, e daha ne isteyelim. Yarın dönecek Sibel Bitlis’e ailesinin ve kardeşlerinin yanına, hiç unutamayacağı Boğazın tuzunu yanında götürerek...
Teşekkürler Cengiz Abisi, teşekkürler Melda Ablası.
Teşekkürler küçücük bir elden tutan, tüm avuçlara...

11326 kez okunmuş Şahnur Karaağaç

Yorumlar

ELİF GÖRGÜN KAPLAN 14 Temmuz 2005, Perşembe
Cengiz Bey ve Melda hanım´ı yürekten kutlarım...Sibel´den hiç kuşkum yok...Mutlaka okuyup, meraklı gözlerle dünyayı anlamaya devam edecek. Kardeşini Seç projesi dahilinde değil ama benim de bir kardeşim var. Adı Ceylan...Doktor olmak istiyor. Bu yıl üniversite sınavına girecek. Umarım Ağustos ayında yapılacağı açıklanan değişiklik, bu kritik sınava hazırlanan genç beyinlere zorluk çıkarmaz...Şahnur Hanım´a da böyle bir konuyu gündeme getirdiği için teşekkür ederim...Sevgiler

Arzu 8 Ağustos 2005, Pazartesi
Ben de kardeşimi seçmiş ama tüm aramalrıma rağmen ona ulaşamaıştım. Bu nedenle de vazgeçmiştim. Birilerinin muvaffak olduğunu görmek beni yeniden gaza getirdi. Tebrikler..
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmış olmalısınız.